Kanundaki Maddesi:
5237 Sayılı Türk
Ceza Kanunu madde 267
(1) Yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak ya da basın ve yayın
yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma
başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye
hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası
ile cezalandırılır. (Asliye Ceza
Mahkemesi)
(2) Fiilin maddi eser ve delillerini uydurarak iftirada bulunulması halinde,
ceza yarı oranında artırılır.
(3) Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya
kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş mağdurun aleyhine olarak bu
fiil nedeniyle gözaltına alma ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri
uygulanmışsa, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya
kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olan mağdurun bu fiil nedeniyle
gözaltına alınması veya tutuklanması halinde; iftira eden, ayrıca kişiyi
hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı fail olarak
sorumlu tutulur.
(5) Mağdurun ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis cezasına
mahkûmiyeti halinde, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis cezasına; süreli hapis
cezasına mahkûmiyeti halinde, mahkûm olunan cezanın üçte ikisi kadar hapis
cezasına hükmolunur. (Ağır Ceza
Mahkemesi)
(6) Mağdurun mahkûm olduğu hapis cezasının infazına başlanmış ise, beşinci
fıkraya göre verilecek ceza yarısı kadar artırılır.
(7) (Fıkra İptal Edildi: Anayasa Mahkemesinin 17.11.2011 Tarih 2010/115 Esas
ve 2011/154 Karar sayılı ilamı ile) (17.03.2013
tarihinden itibaren yürürlüğe girecek)
(8) İftira suçundan dolayı dava zamanaşımı, mağdurun fiili işlemediğinin sabit
olduğu tarihten başlar.
(9) Basın ve yayın yoluyla işlenen iftira suçundan dolayı verilen mahkûmiyet
kararı, aynı veya eşdeğerde basın ve yayın organıyla ilan olunur. İlan masrafı,
hükümlüden tahsil edilir.
Gerekçesi:
Madde
metninde, iftira suçu tanımlanmıştır. İftira, hakkında soruşturma ve kovuşturma
başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için, bir
kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesiyle oluşur.
İftira suçunun konusunu hukuka
aykırı fiil oluşturabilir. Bu fiilin suç oluşturması şart değildir. Disiplin
yaptırımını veya başka bir idari yaptırımı gerekli kılan fiiller de bu suçun
konusunu oluşturabilir.
Bu isnadın yetkili makamlara
ihbar veya şikâyette bulunmak suretiyle ya da basın ve yayın yoluyla yapılması
gerekir.
Kişiye karşı suç isnadı ihbar
veya şikâyet suretiyle yapılmış olabilir. Dolayısıyla, ihbar veya şikâyetin
yapılabileceği her makam nezdinde yapılan isnadla iftira suçu işlenebilir.
Başlatılmış olan hukuk veya ceza muhakemesi sürecinde davanın tarafı, sanık
veya tanık konumundaki kişiler de, bulundukları beyanlarla iftira suçunu
işleyebilirler.
Gazete veya diğer kitle iletişim
araçlarında yayın yapılması suretiyle bir kişiye suç isnadında bulunulması
hâlinde de iftira suçu oluşur.
Cumhuriyet savcıları, kamu adına
re'sen soruşturulabilen suçlarla ilgili olarak yayınlanan haberleri ihbar kabul
ederek, soruşturma başlatmaktadırlar. Bu bakımdan, basın ve yayın yolu ile bir
kişiye gerçeğe aykırı olarak hukuka aykırı fiil isnat edilmesi hâlinde, iftira
suçu oluşur.
Kişiye isnat edilen fiil hiç
işlenmemiş olabileceği gibi, kendisine isnatta bulunulan kişi tarafından
işlenmemiş olabilir. Kişi suç teşkil eden bir fiili işlemiştir. Fakat bu suça
ilişkin ihbar veya şikâyette bulunan, fiile, suç olarak niteliğini değiştirecek
bazı eklemelerde bulunmuş olabilir. Şöyle ki; fiil, sahibinin bilgisi ve rızası
dışında malını almaktan ibarettir. Ancak, bildirimde bulunan, bunun cebir veya
tehditle işlendiği iddiasında bulunmuştur. Bu ilâve unsurlar açısından iftira
suçu oluştuğunu kabul etmek gerekir.
İsnadın belli bir kişiye yönelik
olması gerekir. Bu kişinin ismi açıkça belirtilmese bile, yapılacak bir
araştırma sonucunda kimliğinin belirlenebilir olması yeterlidir.
İftira suçunun oluşabilmesi
için, kendisine hukuka aykırı fiil isnat edilen kişinin bu fiili işlemediğinin
bilinmesi gerekir. Bu bakımdan, söz konusu suç, ancak doğrudan kastla
işlenebilir. Başka bir deyişle iftira suçu muhtemel kastla işlenemez. Bu suçun
oluşabilmesi için, ayrıca, kendisine hukuka aykırı fiil isnat edilen kişi
hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım
uygulanmasını sağlamak amacıyla hareket edilmesi gerekir. Bu nedenle, iftira
suçu açısından failde kastın ötesinde belirtilen amacın varlığı gereklidir.
Maddenin ikinci fıkrasına göre,
iftira konusunu oluşturan haksız fiilin maddî eser ve delillerinin uydurulması
hâlinde, verilecek cezanın belli oranda artırılması gerekmektedir.
Maddenin üç ila yedinci
fıkralarında, iftira sonucu meydana gelen neticelere göre fail hakkındaki
cezanın ne surette tertip edileceği gösterilmektedir.
Sekizinci fıkrada, iftira
suçunda zamanaşımı bakımından sürenin hangi tarihten itibaren başlayacağı
hususunda özel bir hüküm yer almaktadır. İsnat edilen suç dolayısıyla yapılan
kovuşturma sonucu hükmün kesinleşmesiyle, iftiranın sabit olabileceği ve
dolayısıyla takibata girişileceği aşikâr olduğundan böyle bir hükme olan
zorunluluk meydandadır.
Maddenin son fıkrasında, basın
ve yayın yoluyla işlenen iftira suçundan dolayı verilen mahkûmiyet kararının,
aynı veya eşdeğerde basın ve yayın organıyla ilân olunması ve ilân masrafının
hükümlüden tahsil edilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.
Yazan Av. Dursun UYSAL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder