5 Kasım 2012 Pazartesi

Alacaklıyı Zarara Sokma Suçu




Kanundaki Maddesi:
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu madde 331

Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu; alacaklısını zarara sokmak maksadıyla, mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak, telef ederek veya kıymetten düşürerek hakiki surette yahut gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek veya asıl olmayan borçlar ikrar ederek mevcudunu suni surette eksiltirse, aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacaklı alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde, altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

İflas takibinden veya doğrudan doğruya iflas hallerinde iflas talebinden önce birinci fıkradaki fiilleri işleyen borçlu hakkında da bu fiiller başka bir suç oluştursa dahi bu hükümler uygulanır.

Konkordato mühleti veya iflasın ertelenmesi talebinden önceki iki yıl içinde ya da konkordato mühleti talebi veya iflasın ertelenmesi süresinden sonra birinci fıkradaki fiilleri işleyen borçlu hakkında da bu hükümler uygulanır.

Taşınmaz rehni kapsamında bulunan eklentinin rehin alacaklısına zarar vermek kastı ile taşınmaz dışına çıkarılması halinde, eklentinin zilyedi iki yıldan dört yıla kadar hapis ve bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

Bu suçlar alacaklının şikâyeti üzerine takip olunur.(İcra Ceza Mahkemesi)


Gerekçesi:

Maddeyle İcra ve İflas Kanunu'nun 331 inci maddesinde değişiklik yapılmıştır. Maddede tanımlanan suça karşılık, hapis veya adlî para cezası öngörülmüştür. Bu değişiklik çerçevesinde madde metni içerisinde yer alan gereksiz hükümler metinden çıkarılmıştır. Ayrıca birinci fıkrada sayılan fiillerin bilinçli taksirle işlenmesi durumunda ise verilecek cezada indirim yapılması öngörülmüştür.

MADDE 90 - Maddeyle "Alacaklısını zarara sokmak kasdiyle mevcudunu eksiltme" suçunun düzenlendiği 331 inci maddedeki, cezaların caydırıcılığını sağlamak amacıyla, cezalar artırılmıştır.

Maddenin ikinci fıkrasıyla, birinci fıkrada yazılı suçların iflâs takibinden önce işlenmesi suç hâline getirilmiş, böylece külli icra takibinde borçlu tarafından alacaklıların alacaklarına kavuşmasını engelleyici, alacakların tahsilini geciktirici fiiller madde kapsamına alınmıştır. Bu suçun işlenmiş sayılabilmesi için birinci fıkrada yazılı unsurların gerçekleşmesi aranacaktır.

Maddenin üçüncü fıkrası kapsamına "Konkordato mühleti talebinden sonra" ki fiiller de dâhil edilmek suretiyle, konkordatoda alacaklıların haklarının cezaî hükümlerle teminat altına alınması amaçlanmıştır.

Madde 58 - Madde ile İcra ve İflâs Kanunu'nun 331 inci maddesine ikinci fıkradan sonra üçüncü fıkra eklenmekte ve gayrimenkul relini kapsamında bulunan teferruatın rehin alacaklısına zarar vermek kastıyla gayrimenkul dışına çıkarılması hainde teferruatın zilyedine verilecek ceza gösterilmektedir.

Pratik Bilgiler

Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu; alacaklısını zarara sokmak maksadıyla, mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak, telef ederek veya kıymetten düşürerek hakiki surette yahut gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek veya asıl olmayan borçlar ikrar ederek mevcudunu suni surette eksiltirse, aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacaklı alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde, altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

Konkordato mühleti veya iflasın ertelenmesi talebinden önceki iki yıl içinde ya da konkordato mühleti talebi veya iflasın ertelenmesi süresinden sonra yukarıdaki fiilleri işleyen borçlu hakkında da alacaklısını zarara sokmak kasdiyle mevcudunu eksiltmeye ilişkin hüküm uygulanır.

Taşınmaz rehni kapsamında bulunan eklentinin rehin alacaklısına zarar vermek kastı ile taşınmaz dışına çıkarılması halinde, eklentinin zilyedi iki yıldan dört yıla kadar hapis ve bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

Disiplin veya tazyik hapsine icra mahkemesi karar verir. İcra mahkemesinin görevine giren işler, diğer mahkemelerde görülen ceza davaları ile birleştirilemez. Davalara icra mahkemesinde bakılır. Yetkili icra mahkemesi, icra takibinin yapıldığı yerdeki mahkemedir. Suç alacaklının şikâyeti üzerine takip olunur.

Şikâyet hakkı, fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl geçmekle düşer.

Şikâyet dilekçe ile veya şifahi beyanla yapılır. Dilekçeyi veya dava beyanını alan tetkik mercii duruşma için hemen bir gün tayin edip şikâyetçinin imzasını alır ve sanığa celpname gönderir. Şahit gösterilmişse o da celbolunur. Şikâyetçi dilekçe veya beyanında gösterilmiş olduğu delillerle bağlıdır. Sanık müdafaası için tahkikatın tevsiini ancak bir kere isteyebilir.

İki taraf tayin olunan gün ve saatte tetkik merciinin huzuruna gelmeye veya vekil göndermeye mecburdurlar. İcabında merci, tarafların bizzat hazır bulunmasını emredebilir. Cumhuriyet Savcısı duruşmalarda hazır bulundurulmaz. Sanık başka yerde ikamet ediyorsa istinabe yoluyla sorguya çekilir.

Sanık, şikâyeti alan veya istinabe edilen tetkik merciinin huzuruna gelmez veya müdafi göndermezse yahut bizzat bulunmasına lüzum görülürse zabıta marifetiyle getirilir. Bu suretle de bulundurulamazsa muhakeme gıyabında görülür. Şikâyetçi muayyen zamanda gelmez ve vekil de göndermezse şikâyet hakkı düşer.

Gelmeyen şahitlere yapılacak muamele ile borçlunun gıyabında verilen karara karşı eski hale getirme talebi hakkında Ceza Muhakemesi Usulü Kanunu’nda yazılı hükümler tatbik olunur.  (YCGK. 2007/17-16 E. 2007/28 K)



T.C. YARGITAY
16.Hukuk Dairesi

Esas:  2011/3030
Karar: 2011/1823
Karar Tarihi: 11.04.2011

ÖZET: Satış tarihi ile satışa ilişkin kayıtların tapudan getirtilerek dosyaya konulması, borç alınmışsa bu para ile hangi borçların ödendiği hususları araştırılıp sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdiri yerine eksik inceleme ile beraatlerine karar verilmesi, kabule göre de; suçun oluşumu için aciz belgesinin alınması zorunlu olmayıp, alacaklının alacağını alamadığını ispat etmesi halinde de suçun oluşabileceği gözetilmeden aciz belgesi alınmadığı gerekçesiyle sanıkların beraatlarına hükmedilmesi bozmayı gerektirmiştir.

(2004 S. K m. 331)

Dava: Alacaklısını zarara sokmak kasdiyle mevcudunu eksiltmek suçundan sanıklar M. A. A. ve N. Y.'in beraatlerine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C. Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak Gereği görüşüldü:

Karar: Müştekinin alacağını tahsil için başlattığı icra takibi nedeniyle çıkarılan ödeme emrinin 24.8.2009 tarihinde tebliğinden kısa bir süre sonra 3.9.2009 tarihinde sanık M. A. A.'ın, kayınbiraderi diğer sanık N. Y. ile aralarında düzenledikleri bonoya dayanarak icra takibi başlattırıp, aynı gün birlikte icra dairesine giderek ödeme emrini tebellüğünü müteakip sürelerden de feragat ederek haczi kesinleştirdiği ve maaşına haciz tatbik edilmesine muvafakat etmek suretiyle asıl olmayan borç ikrar ederek alacaklılarını zarara soktuğunun iddia edilmesi nedeniyle, savunmaları doğrultusunda sanık N. Y.'in hangi taşınmazlarını kime ve ne kadarlık bir fiyatla satarak sanık M. A. A.'a borç para verdiği, satış tarihi ile satışa ilişkin kayıtların tapudan getirtilerek dosyaya konulması, borç alınmışsa bu para ile hangi borçların ödendiği hususları araştırılıp sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdiri yerine eksik inceleme ile beraatlerine karar verilmesi,

Kabule göre de; suçun oluşumu için aciz belgesinin alınması zorunlu olmayıp, alacaklının alacağını alamadığını ispat etmesi halinde de suçun oluşabileceği gözetilmeden aciz belgesi alınmadığı gerekçesiyle sanıkların beraatlarına hükmedilmesi,

Sonuç: İsabetsiz olup, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle hükmün istem gibi bozulmasına, 11.04.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.

Yazan Av. Dursun UYSAL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder