Kanundaki Maddesi:
2004 Sayılı İcra ve
İflas Kanunu madde 331
Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten
önceki iki yıl içinde borçlu; alacaklısını zarara sokmak maksadıyla, mallarını
veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak, telef ederek veya kıymetten
düşürerek hakiki surette yahut gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine
geçirerek veya asıl olmayan borçlar ikrar ederek mevcudunu suni surette
eksiltirse, aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacaklı alacağını alamadığını
ispat ettiği takdirde, altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adli
para cezası ile cezalandırılır.
İflas takibinden veya doğrudan doğruya iflas hallerinde
iflas talebinden önce birinci fıkradaki fiilleri işleyen borçlu hakkında da bu
fiiller başka bir suç oluştursa dahi bu hükümler uygulanır.
Konkordato mühleti veya iflasın ertelenmesi talebinden
önceki iki yıl içinde ya da konkordato mühleti talebi veya iflasın ertelenmesi
süresinden sonra birinci fıkradaki fiilleri işleyen borçlu hakkında da bu
hükümler uygulanır.
Taşınmaz rehni kapsamında bulunan eklentinin rehin
alacaklısına zarar vermek kastı ile taşınmaz dışına çıkarılması halinde,
eklentinin zilyedi iki yıldan dört yıla kadar hapis ve bin güne kadar adli para
cezası ile cezalandırılır.
Bu suçlar alacaklının
şikâyeti üzerine takip olunur.(İcra Ceza Mahkemesi)
Gerekçesi:
Maddeyle İcra ve İflas Kanunu'nun 331
inci maddesinde değişiklik yapılmıştır. Maddede tanımlanan suça karşılık, hapis
veya adlî para cezası öngörülmüştür. Bu değişiklik çerçevesinde madde metni
içerisinde yer alan gereksiz hükümler metinden çıkarılmıştır. Ayrıca birinci
fıkrada sayılan fiillerin bilinçli taksirle işlenmesi durumunda ise verilecek
cezada indirim yapılması öngörülmüştür.
MADDE 90 - Maddeyle "Alacaklısını zarara sokmak
kasdiyle mevcudunu eksiltme" suçunun düzenlendiği 331 inci maddedeki,
cezaların caydırıcılığını sağlamak amacıyla, cezalar artırılmıştır.
Maddenin ikinci fıkrasıyla, birinci fıkrada yazılı
suçların iflâs takibinden önce işlenmesi suç hâline getirilmiş, böylece külli
icra takibinde borçlu tarafından alacaklıların alacaklarına kavuşmasını
engelleyici, alacakların tahsilini geciktirici fiiller madde kapsamına
alınmıştır. Bu suçun işlenmiş sayılabilmesi için birinci fıkrada yazılı
unsurların gerçekleşmesi aranacaktır.
Maddenin üçüncü fıkrası kapsamına "Konkordato
mühleti talebinden sonra" ki fiiller de dâhil edilmek suretiyle,
konkordatoda alacaklıların haklarının cezaî hükümlerle teminat altına alınması
amaçlanmıştır.
Madde 58 - Madde ile İcra ve İflâs Kanunu'nun 331 inci
maddesine ikinci fıkradan sonra üçüncü fıkra eklenmekte ve gayrimenkul relini
kapsamında bulunan teferruatın rehin alacaklısına zarar vermek kastıyla
gayrimenkul dışına çıkarılması hainde teferruatın zilyedine verilecek ceza
gösterilmektedir.
Pratik Bilgiler
Haciz yolu ile takip talebinden sonra
veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu; alacaklısını zarara sokmak
maksadıyla, mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak, telef
ederek veya kıymetten düşürerek hakiki surette yahut gizleyerek muvazaa yoluyla
başkasının uhdesine geçirerek veya asıl olmayan borçlar ikrar ederek mevcudunu
suni surette eksiltirse, aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacaklı alacağını
alamadığını ispat ettiği takdirde, altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne
kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
Konkordato mühleti veya iflasın
ertelenmesi talebinden önceki iki yıl içinde ya da konkordato mühleti talebi
veya iflasın ertelenmesi süresinden sonra yukarıdaki fiilleri işleyen borçlu
hakkında da alacaklısını zarara sokmak kasdiyle mevcudunu eksiltmeye ilişkin
hüküm uygulanır.
Taşınmaz rehni kapsamında bulunan
eklentinin rehin alacaklısına zarar vermek kastı ile taşınmaz dışına
çıkarılması halinde, eklentinin zilyedi iki yıldan dört yıla kadar hapis ve bin
güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
Disiplin veya tazyik hapsine icra
mahkemesi karar verir. İcra mahkemesinin görevine giren işler, diğer
mahkemelerde görülen ceza davaları ile birleştirilemez. Davalara icra
mahkemesinde bakılır. Yetkili icra mahkemesi, icra takibinin yapıldığı yerdeki
mahkemedir. Suç alacaklının şikâyeti üzerine takip olunur.
Şikâyet hakkı, fiilin öğrenildiği
tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl
geçmekle düşer.
Şikâyet dilekçe ile veya şifahi
beyanla yapılır. Dilekçeyi veya dava beyanını alan tetkik mercii duruşma için
hemen bir gün tayin edip şikâyetçinin imzasını alır ve sanığa celpname
gönderir. Şahit gösterilmişse o da celbolunur. Şikâyetçi dilekçe veya beyanında
gösterilmiş olduğu delillerle bağlıdır. Sanık müdafaası için tahkikatın
tevsiini ancak bir kere isteyebilir.
İki taraf tayin olunan gün ve saatte
tetkik merciinin huzuruna gelmeye veya vekil göndermeye mecburdurlar. İcabında
merci, tarafların bizzat hazır bulunmasını emredebilir. Cumhuriyet Savcısı
duruşmalarda hazır bulundurulmaz. Sanık başka yerde ikamet ediyorsa istinabe
yoluyla sorguya çekilir.
Sanık, şikâyeti alan veya istinabe
edilen tetkik merciinin huzuruna gelmez veya müdafi göndermezse yahut bizzat
bulunmasına lüzum görülürse zabıta marifetiyle getirilir. Bu suretle de
bulundurulamazsa muhakeme gıyabında görülür. Şikâyetçi muayyen zamanda gelmez
ve vekil de göndermezse şikâyet hakkı düşer.
Gelmeyen şahitlere yapılacak muamele ile borçlunun
gıyabında verilen karara karşı eski hale getirme talebi hakkında Ceza
Muhakemesi Usulü Kanunu’nda yazılı hükümler tatbik olunur. (YCGK.
2007/17-16 E. 2007/28 K)
T.C. YARGITAY
16.Hukuk Dairesi
Esas:
2011/3030
Karar: 2011/1823
Karar Tarihi: 11.04.2011
ÖZET: Satış tarihi ile satışa ilişkin
kayıtların tapudan getirtilerek dosyaya konulması, borç alınmışsa bu para ile
hangi borçların ödendiği hususları araştırılıp sonucuna göre sanıkların hukuki
durumlarının takdiri yerine eksik inceleme ile beraatlerine karar verilmesi,
kabule göre de; suçun oluşumu için aciz belgesinin alınması zorunlu olmayıp,
alacaklının alacağını alamadığını ispat etmesi halinde de suçun oluşabileceği
gözetilmeden aciz belgesi alınmadığı gerekçesiyle sanıkların beraatlarına
hükmedilmesi bozmayı gerektirmiştir.
(2004 S. K m. 331)
Dava: Alacaklısını zarara sokmak
kasdiyle mevcudunu eksiltmek suçundan sanıklar M. A. A. ve N. Y.'in
beraatlerine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili
tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C. Başsavcılığının bozma istemli
tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki
belgeler okunarak Gereği görüşüldü:
Karar: Müştekinin alacağını tahsil
için başlattığı icra takibi nedeniyle çıkarılan ödeme emrinin 24.8.2009
tarihinde tebliğinden kısa bir süre sonra 3.9.2009 tarihinde sanık M. A. A.'ın,
kayınbiraderi diğer sanık N. Y. ile aralarında düzenledikleri bonoya dayanarak
icra takibi başlattırıp, aynı gün birlikte icra dairesine giderek ödeme emrini
tebellüğünü müteakip sürelerden de feragat ederek haczi kesinleştirdiği ve
maaşına haciz tatbik edilmesine muvafakat etmek suretiyle asıl olmayan borç
ikrar ederek alacaklılarını zarara soktuğunun iddia edilmesi nedeniyle,
savunmaları doğrultusunda sanık N. Y.'in hangi taşınmazlarını kime ve ne
kadarlık bir fiyatla satarak sanık M. A. A.'a borç para verdiği, satış tarihi
ile satışa ilişkin kayıtların tapudan getirtilerek dosyaya konulması, borç
alınmışsa bu para ile hangi borçların ödendiği hususları araştırılıp sonucuna
göre sanıkların hukuki durumlarının takdiri yerine eksik inceleme ile
beraatlerine karar verilmesi,
Kabule göre de; suçun oluşumu için
aciz belgesinin alınması zorunlu olmayıp, alacaklının alacağını alamadığını
ispat etmesi halinde de suçun oluşabileceği gözetilmeden aciz belgesi
alınmadığı gerekçesiyle sanıkların beraatlarına hükmedilmesi,
Sonuç: İsabetsiz olup, temyiz itirazları bu itibarla
yerinde görülmekle hükmün istem gibi bozulmasına, 11.04.2011 gününde oybirliği
ile karar verildi.
Yazan Av. Dursun UYSAL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder